27 Nisan 2022 Çarşamba

PARFÜM ÖNERİSİ; 2.KISIM

 

 1.     GİVENCHY ‘DAHLİA DİVİN





    Givenchy’ ye zaafım olduğunu inkar edemeyeceğim. Daha merak ettiğim parfümleri var ama önceliğim bu oldu. Gördüğümde direk çekildim. Mutlaka severim diyerek aldım ve öyle de oldu. Aslında markanın daha ön planda olan parfümleri mevcut. Ama illa farklı olanı alacağım. 😂 o yüzden her sitede denk geldiğim ve sık gördüğüm bir parfüm değil bu, öncelikle onu belirteyim. 


TEPE NOTASI: MİRABELLE ERİĞİ
KALP NOTASI: BEYAZ ÇİÇEKLER, SAMBAK YASEMİNİ
DİP NOTASI: PAÇULİ, SANDAL AĞACI, VETİVER


    Bu parfümde hem çiçek kokusunu, hem de paçuli ve sandal kokusunu yoğun bir şekilde aldım ben. Ne çiçeksi diyebiliyorum ne de baharatlı. Gerçekten ikisi de doruklarda çünkü. Ama sanırım durdukça çiçeksilik daha yoğun hissediliyor. Çiçeksi diyorum ama fresh bir koku beklemeyin. Hafif olmayan hatta biraz ağır olan bir parfüm. Her yaşa hitap edecek bir koku. Herkeste kokmayan, farklı bir koku arayışındaysanız öneririm. Kalıcılığı gayet iyi. İmza kokum olabilir mi? Evet adaylar arasına girdi. 

   Sıktığınızda iyi hissedeceğiniz parfümlerden.
 
   Bu parfümü, şık ve duygusal olarak yorumluyorum.💖


2.   ESTEE LAUDER ‘SENSUOUS



 

    Alırken iki parfüm arasında kaldım. Bronze Goddess ile Sensuous arasında. Zor karar verdim diyebilirim. Bu arada çoğu parfümü denemeden alıyorum ben. Araştırıyorum, notalarına bakıyorum karar veriyorum. Yani koklayıp da iki koku arasında kalmış değilim. Her zaman kör atış benimkisi. 💥 Gönlüm nedense bu parfümden yana oldu. Ama o parfümde aklımda, onu da mutlaka denemek istiyorum.

     Mest olduğum nadir kokular arasına girmeyi başardı. Gerçekten çok beğendim. Farklıyım diyor. Oldukça başarılı bir koku olmuş. Kalıcılığı için aynı şeyi söyleyemesem de yine de kullanılır. Kalıcılık vazgeçiş sebebi olabiliyor benim için ama bu parfümden vazgeçmem.

 

TEPE NOTASI: MANOLYA, YASEMİN

KALP NOTASI: AMBER

DİP NOTASI: SANDAL AĞACI, KARABİBER, MANDALİNA, BAL

 

    Tam olarak hangi kokuyu daha çok aldığımı düşünüyorum karar veremedim. Karışık bir parfüm. Hangi kokuyu baskın yapmak istedikleri, ya da tam olarak nasıl koktuğuna karar verilememiş gibi.  Fakat amber kokusu almadığıma eminim. Daha çok dip notaların hissedildiğini düşünüyorum. Ağır bir parfüm değil, hafife yakın. Ten de durdukça güzelleşen parfümlerden. İlk sıktığınızda waow demiyorsunuz. Durdukça etkilemeye başlıyor. Ayrıca afrodizyak etkili olduğu söyleniyor. Listenize almalısınız.


 Bu parfümü cazibeli olarak yorumluyorum.💋


3. GIORGIO ARMANİ ‘MY WAY




    2020 çıkışlı oldukça yeni. Tavsiye üzerine yine denemeden aldığım parfümlerden. Ve ilk aldığım sıralar almış bulundum diyerek kullandığım parfümler arasındaydı. Çünkü İlk kokladığımda fazla çiçeksi geldi. Biliyorsunuz oryantalciyim. Ama zamanla sevmeye başladım. Yine de gözüm kapalı tavsiye eder miyim? Hayır. Ama bu oryantal parfüm sevmemden kaynaklı. Çiçeksi parfüm sevenleri mest edebilir onu da söylemem gerek. Başarılı çünkü.

 

TEPE NOTASI: BERGAMOT, PORTAKAL ÇİÇEĞİ

KALP NOTASI: SÜMBÜLTEBER, HİNT YASEMİNİ

DİP NOTASI: MADAGASKAR VANİLYASI, BEYAZ MİSK, VİRJİNYA SEDİRİ

 

    Portakal çiçeğiyle açılışı oldu bende. Sonra yasemin kokusu ve vanilya kokusunu çok baskın hissettim. Buram buram çiçek kokan bir parfüm. Bu kadar baskın olmasına gerek var mıydı bilemedim. Fresh ve oldukça kalıcı. Biraz sıkmanız bile yeterli olur. Ben bayılmasam da sıktığımda sorulan parfümlerimden. Biraz meyveli de diyebiliriz. Çekici bir parfüm değil. Çiçeksi sevenlere tavsiye ederim.

 

Tatlı, biraz da eğlenceli bir koku olarak yorumlarım bu parfümü.💧


 4.    YSL ‘LİBRE 


    Şişirilmiş bir balon. Bu kadar övülecek, tavsiye edilecek bir koku değil. O yüzden eleştiri ile başlayacağım. Bu kadar şişirildiği için muazzam bir koku bekledim haliyle. Tam bir hayal kırıklığı oldu benim için. Kötü demiyorum. O sınıfa girmez. Ama güzel sınıfına da giremez benim gözümde. Kadınsı değil, bana fazlasıyla unisexs geldi. Birinde koklasam bu hangi parfüm diye sormam. Rahatsız da olmam. Oryantal sevdiğim halde bu parfümden etkilenemedim, sanırım beklentim yüksek olduğu için. Bilemiyorum. Şişe tasarımı çok başarılı. Kalıcılığı da iyi, ama parfümlerim arasına adını koyamam. Yinede kullanıp bitirmeyi planlıyorum. Belki zamanla hoş gelir. 


TEPE NOTASI: LAVANTA, MANDALİNA, SİYAH FRENK ÜZÜMÜ

KALP NOTASI: PORTAKAL ÇİÇEĞİ, YASEMİN

DİP NOTASI: VANİLYA, MİSK, AMBER, SEDİR

 

    Notalar muazzam, hepsi sevdiklerim arasında. Bütün notalarını hissediyorum sıktığımda hem çiçeksi hem baharatlı. Karışım olan parfümleri seviyorum. Buda onlar arasında. Zamanla dip notalar baya baskın oldu bende. Kadınsı ve çekici kokular her zaman favorimdir. Bu parfüm ne kadınsı ne de çekici. O sebeple sınıfta kaldı. Yine de deneyebilirsiniz. Seveni çok.

Unisexs ve baskın olarak yorumluyorum bu parfümü.👀

 

5.    THİERRY MUGLER ‘AİLEN


    Mutlaka adını duyduğunuz, kokusuna denk geldiğiniz bir parfümdür bu. Çok beğeniyorum ben bu kokuyu. Ama yaygın olduğu için kullanmak istemediğim parfümlerden. Bu denli yaygın olmasa mutlaka tercih ederdim. Sıktığınızda sorulur diyebileceğim kokulardan. Şişesine zaten bayılıyorum. Yaz kış diye parfüm ayırt etmediğimi söylemiştim ama bu kokunun kışa daha çok yakıştığını söylemeliyim. Kalıcılığı iyi. Mugler’ ın başka bir parfümünü denemedim, ama ‘Ailen Goddess’ şişesi altın renkli olanı merak ediyorum. O sanırım bu denli yaygın değil. Beğenirsem ne mutlu.

 

TEPE NOTASI: YASEMİN ÇİÇEĞİ

KALP NOTASI: ODUNSU NOTALAR

DİP NOTASI: KEHRİBAR

 

    Oldukça oryantal bir koku, tepe notasını hiç hissetmedim. Çiçeksi koktuğunu söyleyenler de var ama benim için direk odunsu bir kokudur bu. Kehribar ve odunsu notalar o kadar baskın ki yasemine sıra gelmiyor. Arada kaynamış muhtemelen. Oldukça ağır olduğunu da söyleyeyim. Keskin bir kokudur. Üstünüzden çıkmayan kokular vardır ya bu koku öyle. Ağır kokudan haz etmeyenlere tavsiye edemiyorum. Ama bir koklayın, deneyin derim. İmza koku olabilecek niteliklere sahip.

 

Seksi ve kadınsı olarak yorumluyorum. 💣



                                      KEYİFLİ OKUMALAR 💙💚

 







18 Nisan 2022 Pazartesi

PARFÜM ÖNERİSİ

 

    Güzel kokmak hepimizin zaafı. Bakımlı olmak sadece güzel giyinmek değil ayrıca güzel de kokmaktır. Çünkü görüntümüz kadar kokumuz da hafızalarda kalır. Bahar ayına da girmişken böyle ara ara parfüm önerileri ile geleceğim. Kişisel zevklerin yanı sıra mevsime uygun parfüm kullanımı da önemli. Ama ben bu şekilde koku seçip kategorilendirmiyorum. Parfüm seçimi ve kullanımı tamamen kişisel ve belli bir sınıf yok. Yaz geliyor kokumu değiştireyim, kış geliyor başka bir koku bakayım gibi arayışlarım olmadı hiç. Ha bu demek değil ki tek bir kokuya sabit kalıyorum. Maalesef tek bir kokuya sabit kalamayanlardanım. Tek bir koku kullanayım imza kokum olsun kafasında değilim, ama bu kafadaki insanları seviyorum. 😉 Sana ait tek bir koku düşüncesi güzel. Ama o kadar güzel koku varken tek bir koku da sabit kalmak diğerlerine yazık etmek gibi geliyor. Hepsini deneyeyim istiyorum.💞Aaa bu Gözde’nin kokusu denecek çok az parfümü uzun süre kullanmışımdır. Başak burçlarının koku da sabit kalıp, hafif ve fresh kokuları tercih ettikleri söylenir. Bu sınıfa da girmiyorum. Hafif de severim evet ama çoğu zaman tercihim oryantal, odunsu kokular olur. Şekerli kokulardan haz etmem, hatta rahatsız olurum. Bir de gündüz ve akşam parfümü ayrı olanlar var. Bunu da çok gereksiz buluyorum. Özel bir gün değilse neden gece gündüz diye parfüm ayrımı yapalım ki?

    İlk önce kullandığım ,aşık olduğum kokuları paylaşacağım. Sıralama enlerime göre olacak.

1. L’İNDERDIT GİVENCHY



    Bir kokuyu kokladığımda İŞTE BU! Dediğim koku sayısı çok nadirdir. L’ınterdıt kokladığımda bu kelimeyi kullanabildim. Tek bir kokum olsa muhtemelen bunu seçerdim diyeceğim imza kokum olmaya aday en sevdiğim parfümüm.

    1957 yılında Hubert De Givenchy tarafından yaratılan parfüm. Linderdıt kelimesi farnsızca “yasak” anlamındadır.

    “Kendi sınırlarını aşmaya ve yasak olanın heyecanını tatmaya cesaret eden tüm kadınların kokusudur.” Şeklinde güzel bir tanımı var.

 

TEPE  NOTASI:  BEYAZ ÇİÇEK BUKETİ, PORTAKAL ÇİÇEĞİ

KALP NOTASI: YASEMİN, SÜMBÜLTEBER

DİP NOTASI: VETİVER, PAÇULİ

    İlk sıktığında şekerli koku geldiğini söyleyenler olmuş ben asla şekerli bir koku almadım ne ilk sıktığımda ne de gün içinde. Benim üzerimde açılışı portakal çiçeği ile başlayıp yerini yasemin kokusuna bıraktı. Zaten yasemin kokularına zaafım var. Bu kokuda da yoğun bir şekilde yasemin kokusunu hissetmek beni mutlu etti. Yasemin kokusunun sümbülteberle uyumu da bir harika. Fresh diyenler de var ama benim tenimde baharatlı ve odunsu.

Bu parfümü zarif ve seksi olarak tanımlıyorum ben.💣 25 yaş üstü. Kalıcılığı ise oldukça tatmin ediyor beni.  Her sıktığımda mutlaka sorulan parfümümdür ayrıca.

Bazı parfümlerden sıkılırsınız ya bu parfümden sıkılmazsınız işte 

2.  YVES ROCHER EVİDENCE

 



    Sıkmalara kıyamadığım, her kokladığımda mest olduğum biricik parfümüm. Ya bu kokuyu sevmeyecek birinin olduğunu sanmıyorum.  O kadar net konuşuyorum. Mutlaka listenize alın. Çiçek kokulu, fresh parfümüm. Çiçek kokusu sevenler zaten bu parfümü es geçmemiştir. Ve yine ilk kokladığımda “BU BENİM OLMALI”  dediğim parfümlerden birisi.

    Parfümler herkesin teninde farklı durur, ağır diyenler var hafif diyenler var. Hiç mi ağır parfüm koklamadınız? Bu koku nasıl ağır olabilir. Çok hafif, oldukça fresh. Odunsulukta var. Ama ben daha çok fresh, çiçeksi olarak tanımlarım bu parfümü. Yani odunsu koku olarak önereceğim bir parfüm değil.

TEPE NOTASI: BERGAMOT, PORTAKAL ÇİÇEĞİ, MENEKŞE

KALP  NOTASI: YASEMİN VE ISPARTA GÜLÜ

DİP NOTASI: PAÇULİ, MİSK,MEŞE LİKENİ

 

    Menekşe ve gül ve yasemin  kokusu baskın oldu benim tenimde. Gül diyince öyle buram buram klasik gül kokusu beklemeyin. Çok farklı, kişilikli bir koku.

    Bu kokuyu doğal ve kadınsı olarak tanımlıyorum. 💜 çok yaygın bir koku değil ama tanırsanız muhtemelen vazgeçemezsiniz. Kalıcılığı çok başarılı.

3. ROBERTO CAVALLİ



    Roberto Cavali’nin 2012 yılında piyasaya sürdüğü parfümü. Tanışmamız çok geç oldu. Denediğimde gün boyu kokuyu koklayıp durdum. Kokusu hiç gitmesin istedim. Çok fena aklımın kaldığı, mutlaka alacağım parfümler listesinde. Üçüncü imza kokum olmaya aday. Kullandığımda bir süre sadece buna takılı kalacağımdan eminim. Çok beğendim.

Şişesi bile ne kadar gösterişli bir parfüm olduğunun göstergesi benim için.

    Geçtiğinizde buram buram kokan, arkanızda bırakacağınız bir koku istiyorsanız, Cavalli'yi denemelisiniz. Fresh değil yoğun bir parfüm. Ağır diyenler olabilir ama bana ağır gelmedi. Baskın kokuları beğendiğim için belki de.  Böyle kremsi bir kokusu var. Çok hafif şekerli gibi ama öyle şekerli gelen bir koku değil, inanın tarif edemiyorum. Çok değişik bir koku. Ve cezbeden bir koku kesinlikle. Tatlı, baharatlı, odunsu.

TEPE NOTASI: PEMBE BİBER TANESİ, YEŞİL MANDALİNA

KALP NOTASI: PORTAKAL ÇİÇEĞİ ÖZÜTÜ, BEYAZ ERİK BRENDİSİ

DİP NOTALAR: KAVRULMUŞ TONKA FASULYE

 

     Benim tenimde önce portakal çiçeği sonra tonka fasulyesi notası baskın geldi. Tenime çok yakıştığını düşünüyorum. Oldukça karakteristik.

    Bu kokuyu şehvetli ve güçlü bir kadın kokusu olarak tanımlıyorum. 💥 Kalıcılığı çok iyi, üstünüzden kolay kolay çıkmayacak bir koku olduğunun garantisini veririm.

4. CAROLİNA HERRARA VİP 212



    Denemeden kör atış yapıp aldığım, çok severek kullanıp hızlıca bitirdiğim parfümüm. Araştırırken ya ben bunu severim diyerek pek düşünmeden aldım. Beni pişman etmedi.

    Yine seçimim tabiî ki oryantal ve baharatlı olan bir koku oldu. 💫 ama freshlik de var bu kokuda. En azından benim tenimde. Tertemiz kokan kokular olur ya, bu koku öyle bir koku. Ama asla sıradan olmayan güçlü bir koku. Ve etkileyici olduğunu düşünüyorum. Ferah koku arayışında olanları tatmin eder.

    Risksiz bir parfüm, deneyen çoğu kişiyi ikna eder yani. Ama yaygın olan bir parfüm değil, daha önce kimsede bu kokuyu almadım. Almak da istemem.😂 Daha doğrusu yaygın kokuları tercih etmiyorum. Evet sık parfüm değişiyorum ama herkes gibi kokmak da istemem. farklı olsun, sıradan olmasın isterim. Ve bu koku sıradan diyeceğiniz bir türden değil.

    Fresh desem de çok hafif bir parfüm beklemeyin. İki fıs sıkmanız bile bu parfümde yeterli olacaktır.


TEPE NOTALAR: ÇARKIFELEK ÇİÇEĞİ

KALP NOTASI: MİSK, GARDENİA

DİP NOTASI: TONKA FASULYESİ, VANİLYA

 

    Bütün notaları hissediyorsunuz desem. Gardenia yasemin gibi zaafımdır. Vanilyayı da oldukça hissediyorsunuz sıktığınızda. Oryantal olan ama freshe daha yakın bir koku benim için.

    Bu kokuyu sıcak ve etkileyici olarak tanımlıyorum.💗 kalıcılığı dediğim gibi iki fıs bile yeterli oluyor. O konuda mutlu edecektir.

5. MİCHAEL KORS SEXY AMBER



2013 yılında piyasaya sürülmüştür.

    Benim biricik hayal kırıklığım. Hiçbir parfümden bu denli hızlı sıkılmadım. Ama kötü sınıfına asla sokmayacağım, ilk kokladığımda beni etkilemeyi başaran parfümüm. İlk sıktığımda gün içinde gerçekten etkisinden çıkamadım. “Ne kadar güzel kokuyor ya” diyerek günümü geçirdim. Sonra almaya karar verdim düşünün o denli sevdim beklemeden alacak kadar. Ama aldıktan sonra resmen hevesim iki günde geçti kullanmak istemedim. Buna inanın anlam veremedim. Kötü bir koku hiç değil.

    Hafif de değil ağır da değil arada bir koku. Yine odunsu koku sınıfında. Sıradan da diyemem farklı da diyemem. Galiba her anlamda arada bir koku benim için. Ama akılda kalıcı mı? Evet.

    Sıkılmış olmam bu parfümü kötü yapmıyor. Pudramsı bir koku. Ki pudralı kokulara bayılırım Sexy Amber’de de bu pudra kokusunu alıyorsunuz zaten.

    Koku olarak yine de tavsiye ederim ama kalıcılığı çok başarısız. Bu sebeple tam güvenle tavsiye edemiyorum. Kalıcılığı iyi olmayınca, koku sık tazelenince ağır ve hoş olmayan bir koku haline dönüşüyor. Bu kalıcı olmayan her parfüm için geçerli. Kalıcı olmadığı için itildim belki de bilemiyorum bunu.

 

TEPE NOTASI: TURUNÇGİLLER, BEYAZ ÇİÇEKLER

KALP NOTASI: KEHRİBAR

DİP NOTASI: SANDAL AĞACI

 

    Başlangıçta turunçgiller oldukça yoğun hissediliyor. Sonra yerini beyaz çiçeklere bırakıyor. Sandal kokusunu da oldukça yoğun aldım ben. Notalar zaten çok iyi. Bu kokuyu modern ve iddialı olarak tanımlıyorum.💋 Kalıcılığı da iyi olsa çok daha başarılı olurdu.

 

SİZİNDE FAVORİLERİNİZİ BEKLİYORUM, AŞAĞIYA YORUMLARINIZI BIRAKABİLİRSİNİZ. 💕👇


9 Nisan 2022 Cumartesi

DİZİ YORUMU: STRANGERS FROM HELL

 



Farklı bir dizi ile geldim.💜 10 bölümlük mini dizimiz hakkında kısa bir bilgi verelim;

    Strangers From Hell 2019 Güney Kore yapımı bir dizidir. Dizi, Kim Yong Ki’nin kaleme aldığı “Taineun Jiokida”  adlı bir Webtoon'dan uyarlamadır. İMDB puanı 7.9. Bu dizide korkuyu, gerilimi ve gizemi iliklerinize kadar hissedeceksiniz.

    Dizinin ilk bölümünü izlerken gerçekten rahatsız oldum ve gerildim. Hatta devam edip etmeme konusunda kararsız kalıp birkaç gün ara verdim. Fakat hem uzun zamandır izlemek istediğim hem de merak ettiğim bir yapımdı. Büyük hayranı olduğum Lee Dong Wook oynuyordu daha ne olsun.👀😉 Öylelikle geri açtım diziyi. Çok başarılı, kalite kokan, olağanüstü oyunculuklar. İzlemesem pişman olurmuşum. 

Gelelim dizimizin konusuna;

    Dizi Cennet Konutları adlı apartmanda banyosunu mutfağını ortak paylaşan bir grup insanın etrafında geçmektedir. Jong Woo bu binaya yeni taşınmış ancak çok geç olmadan binadaki insanların garipliğini fark etmeye başlamıştır.

KARAKTER TANITIMI

1. JONG WOO


    20li yaşlarda olan Jong Woo para kazanıp çalışmak için küçük bir kasabadan Seul’e gelmiştir. Parası olmadığı ve ucuz olduğu bu binada yaşamaya başlar. Hem iş yerinde, hem kaldığı bu binada zorbalıklara uğrar.


2. SEO MOON JO




     Dizide dişci olan Lee Dong Wook ilk bölümlerde masum gibi görünse de dizinin en manyak karakteridir. Bembeyaz teni ve siyah gözleriyle o kadar korkutucuydu ki. İlk kez kötü bir karakterde izledim onu. Meğer kötü karakterlerin adamıymış dedirtti.

3. HONG NAM BOK



    Dizi boyunca karakterin adını duymadım desem. Dizide belki de beni en rahatsız eden tiplerden biriydi. Tüylerimi diken diken eden bir oyunculuğu vardı. Bu adam gerçekten de böyle bir insandır diyorsunuz. Bu nasıl bir tipleme, nasıl bir uyum. Kadro gerçekten de özenli seçilmiş. Diziyi başarılı yapan kesinlikle oyunculardı.

Yeni gelen Jong Woo ile sürekli uğraşan öldürmekle tehdit eden ve sapık olan karakterimiz.


4. EOM BOK SOON


    Dizide Cennet Konutları’nın sahibi ve müdürü.  Gayet anaç, insan canlısı gibi görünse de dizi boyunca lanet okuduğunuz bir karakter olacak. Rollerine bu kadar oturmalarına inanamıyorum. Normalde de çok iyi bir  oyunculuğu var inkar edemem. Ama bu dizide iliklerime kadar nefret ettim bu kadından.


5. DEUK JONG


    Asıl övmemiz gereken oyuncu burada. Sırf bu adam için bile izlemelisiniz. Ayakta alkışlanacak bir oyunculuk. Dizide engelli, aklı kıt bir karakteri canlandırıyor. İkizi var iki karakteri birden canlandırıyor. Ve izlerken gerçekten şüpheye düşüyorsunuz. Gerçekten engelli mi? Merak edip araştırdım tabii. Ve gündelik fotoğraflarını görünce şok oldum. Nasıl ya bu aynı kişi mi? Öyle bir oyunculuğa ve mimiklere sahipti ki izlerken ben bile yoruldum. Bu adam nasıl oynamış hayret ettim. Bu adama ödül verilmeli. 

 6. LEE HYUN WOOK



    Gereksiz bir karakter gibi görünse de dizide göründüğü her sahnede beni rahatsız etti. Dizi boyunca karşımıza sık çıkan bir karakter değil ama etki altına almayı başarıyor. Binada yaşayanlardan. Ne olduğu belirsiz. Zamanla anlasak da…


    Jong Wook binaya ilk girdiğinde rahatsız olsa da bina sahibinin ısrarı ve parasızlığın çaresizliği ile bu binada yaşamaya başlıyor. Karşısında sürekli gülüp duran engelli ikizler. Elinde bıçakla her binaya girişinde onu karşılayan sapık komşu…  En tekinsiz tiplerin olduğu bir bina. Merak ediyoruz tabi izlerken gerçekten bu binada yaşayacak mı? Aptal mı? Bir an evvel buradan gitmeli diye söylenerek izliyorsunuz. Jong Wook dizide mağdur karakterimiz olsa da o içsel ezikliği, hamlesizliği beni çileden çıkarttı. Oldukça pasif bir karakter izliyoruz.  İş yerinde de bu pasifliği yüzünden sürekli mobbinge maruz kalıyor. Kötü bir karakter değil ama içten içe öfke barındıran tiplerden. İş yerindeki buhrandan çıkıp binadaki buhrana giriyor.  Karakterin yalnızlığı izlerken bizim bile içimize işliyor. Haliyle Jong Wook’un psikolojisi yavaştan bozulmaya başlıyor. Başlarda binada neler döndüğünü bizde anlamıyoruz. Binanın 4.katında katında yıllar önce kızlar kalıyormuş ve yangın sonrası kullanılmaz hale gelmiş. Herkes 4.katta neler olduğunu merak ediyor. Peki  gerçekten 4. Katta neler oluyor.??


    Dışarıdan göründüğü gibi değil deriz ya . Bu dizide tam olarak bunun örneğini izliyoruz. Normal görünen ama aslında ne kadar psikopat olan bir karakter üzerine evriliyor dizi. Dişci karakterinden bahsetmiştim. Başlarda bina ile bağlantısı yok gibi görünüyor. Ama her şey kurulu bir plana sahip. İnsanları öldürmekten zevk alan bunu eğlence haline getiren Moon Jo binadaki herkesi kontrol altına almış herkesi onun için çalışan insanlar haline getirmiştir. Jong Woo yeni misafir ve yabancıdır. Diğer herkes ise birer katil… Yıllar önce yetimhanesi olan müdür; dişciyi, sapığı, engelli ikizleri küçüklüklerinden beri psikopat gibi eğitmiş bunu da başarmıştır. İnsan eti yemekten büyük haz duyan müdür kurbanların etini Jong Woo’ya da yedirmeye başlıyor, o bundan bir haber. Buralarda tiksinmeden edemiyor insan. Dişçiyi bir süre sonra binanın içinde görmeye başlıyoruz. Oda binada yaşamaya başlamış ve Jong Woo’dan hoşlanıp ona kafayı takmıştır. Amacı onu da kendisi gibi profesyonel bir katil yapmak. Benimki sadece bir cinayet değil, sanat eseri diyen dişçimiz kurbanların dişleriyle kendisine koleksiyon oluşturuyor.


    Geldiği ilk günden beri tedirgin ve rahatsız olan Jong Woo giderek daha da paranoyaklaşmıştır. Moon Jo ve müdür iş birliği yaparak ona düzenli bir şekilde uyuşturan, kabuslar görmesini sağlayan bir içecek ile hedeflerine ulaşmaya çalışmaktadır. Öldürdükleri bütün insanları 4.katta öldürüp parçalıyorlar. Arkalarını da sapık ve engelli ikizler temizliyor. Hepsi iş birliği içerisinde. Dizide sayısız insanı önlerine çıkmasınlar diye öldürdüklerini görüyoruz.  

 

    Dişçimiz bölüm ilerledikçe Jong Woo’ya “Sen benim en güzel eserim olacaksın bebeğim” diyerek niyetini açıkça belli ediyor. Artık bu binada kalmak istemeyen ve kaldığı yeri terk eden Jong Woo’yu geri getirmek isteyen dişçimiz aklına gelen her şeyi yapacaktır.

    “Cehennem ne apartman ne şirketti. Cehennem çevremdeki insanlardı.”

    Normal hayatında da dişçimiz Jong Woo’yu sürekli takip etmekte, sevgilisini, çalıştığı yeri her şeyi bilmektedir. Ruh hastası manyak. Hal böyle olunca Jong Woo’nun binaya gelmesini yoksa sevgilisini öldüreceğini söylüyor. Bizim ki el mahkum gitmek zorunda kalıyor. Can alıcı finale doğru geliyorum.



    Kız arkadaşını kurtarmak için döndüğü binadan geri kaçmak için öldürmek zorunda olduğunu biliyordu. Başka türlü bu insanlardan kurtuluş yoktu. Son bölümde Moon Jo’nun bütün katilleri vahşi bir şekilde öldürdüğünü görüyoruz. Jong Woon’la da kavga tutuşup birbirlerini döverken Jong Woo kendini korumak için Moon jo’ya öldürücü darbelerde bulunuyor. (burada kafayı karıştıran sahneler var, dişçi gerçekten öldü mü?) Seviniyoruz tabi oh hepsi geberdi bizim çocukta bu manyaklardan kurtuldu diye. Bu sevinç yerini büyük bir şoka bırakıyor.

Meğer binadaki herkesi Moon Jo değil Jong Woo öldürmüş…

Moon Jo “kız arkadaşını kurtarmak istiyorsan buradaki herkesi öldüreceksin “

    Bu sebeple öldürmesi gerekiyor ama bunu yaparken maalesef zevk haline getirdiğini görüyoruz. Kendini savunmak için yaptığını düşünsek de Moon Jo’nun yaptığı diş koleksiyonu bileziğini takmaya devam ettiğini görünce ne oluyor ya dedim. Ve Moon Jo gibi deli deli bakan gözleri.  Gerçekten başarmış. Yarattığı en güzel esere dönüşmüştü bile… Ondan bir katil yaratmıştı. Kendisinin yerine geçecek biri artık hazırdı…

Dizide Jong Woo’nın annesinin söylediği bir söz vardı;

“İNSANLARA DİKKAT ET, İNSANLAR EN KORKUNÇ YARATIKLARDIR.”


         KEYİFLİ OKUMALAR,MUTLAKA İZLEYİN💣




HALİL CİBRAN; SEVGİ ÜZERİNE