31 Mayıs 2022 Salı

DİZİ YORUMU: KİNGDOM, ALL OF US ARE DEAD, HAPPİNESS

 

Bu sefer tek biz diziyi değil, birbirine benzeyen üç diziyi karşılaştırarak yorumlayacağım. Daha keyifli olacak. Dizilerimiz; KİNGDOM, ALL OF US ARE DEAD, HAPPİNESS

Kısa bilgiler vererek yorumlara geçelim. 

1.KİNGDOM



Dizimiz, tarih, aksiyon ve gerilim türünde. 2017-2019 yılları arası Güney Kore’de yayınlanmıştır. Dizimiz 2 sezon şeklinde 6’şar bölümden oluşmaktadır. Netflix’de olan Kore dizilerinden.  İMDB PUANI:8.4

Konusu ise; Aslında ölen kralın dirilmesiyle bilinmeyen bir hastalığın ortaya çıkışını konu alıyor. Ölüleri dirilten bir çiçeğin varlığından söz ediliyor. Hastalığın bulaştığı insanlar benliğini kaybederek kana susamış birer canavara dönüşüyorlar. Kral’ın ölümü uzun bir süre saklanıyor. Üvey anne saraya herkesin giriş çıkışını yasaklıyor. Ne entrikalar çeviriyor küçücük boyuyla.  Ama veliaht prensimiz durumdan şüphelenerek saraya girme planları yapıyor.

Hastalığı kapan, ısırılan kişiler dakikalar içerisinde kana susamış canavara dönüşüyorlar ve bu hastalık Hanyang’da hızlı bir şekilde yayılıyor. Veliaht prensimiz  gerçeğin peşine düşerek, halkını hastalıktan kurtarmak için elinden gelen her şeyi yapacak.

2. ALL OF US ARE DEAD



Squid Game’den sonra Netflix’de kore dizileri biraz daha ilgi görmeyi başladı. Bu da o dizilerimiz arasında. Yayınlandığında uzun bir süre Türkiye ilk 10 sırasında yer aldı. Bende merak ediyordum.

Dizimiz, gençlik ve zombi türünde. 28 Ocak 20222’de Güney Kore’de ve Netflix’de yayınlandı. Dizimiz 8 bölümden oluşmakta, İMDB PUANI: 7.6

Konusu ise;

Okuldaki fizik öğretmeni oğlu zorbalıklara maruz kalmasın diye bir virüs geliştiriyor ve ilk oğlunun üzerinde deniyor. İşler beklediği gibi gitmiyor ve oğlu kan emen bir zombiye dönüşüyor. Okulda ki fareler üzerinde de virüsü deneyen öğretmen, farenin bir öğrenciyi ısırması ile tüm okula virüsü yaymış oluyor.

Öğrenciler büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalıyorlar. Virüs o kadar hızlı yayılıyor ki, hem okul içi hem okul dışında işler çığırından çıkıyor. Bakalım gerçekten kurtulmayı başarabilenler olacak mı?

3. HAPPİNESS


Dizimiz gerilim ve dram türünde. 5 Kasım 2021’de Güney Kore’de TVN’de yayınlanmıştır. Dizimiz 12 bölümden oluşuyor. Tam kıvamında. İMDB PUANI:8.3

Konusu ise; Dizinin ilk dakikaları 12 yıl öncesini gösteriyor. Bizim kız ve oğlanın tanışma hikayesi. Sakin ve romantik olacakmış gibi dursa da dizimizin bu konularla ilgisi yok. Dizimizde Covid-19 yeni yeni bitmiş. Halk normale adapte olma sürecindeyken yeni bir salgın patlak veriyor. Covid için üretilen NEXT isimli hap kullananlarda, aşırı susuzluk ve susuzluğun verdiği açlıkla kan emme arzusu doğuruyor. Kuduz hastalığı olarak geçiyor. Dizi de yoğun bir şekilde sınıf ayrımcılığına şahit oluyoruz.

Gelelim yorumlara;

Öncelikle üç dizinin işleyişi birbirinden çok farklı. İlk olarak Kingdom’u izlemiştim. Ju Ji Hoon’u sevdiğim için izlemek istedim. Dizi de veliaht prens Lee Chang’ ı canlandırıyor. İlk kez tarihi bir dizide gördüm onu. Ve ilk bölümünden itibaren dizi beni içine almayı başardı. Diğerlerine göre daha ağır ve sakin ilerleyen bir dizi. Evet heyecanlı ve aksiyonlu tabiî ki ama sindire sindire izliyorsunuz.

Veliaht prens’in kaderi kendi ellerinde gayrimeşru bir çocuk olduğu için ve üvey annesinin hamile olmasıyla taht hakkı sallantıdadır. Söyledim ya ne entrikalar diye.. Kral’ın karısı veliaht prensin annesi olamayacak kadar genç yaşta olan çok hırslı bir kız. Amacı tahtı ele geçirmek. Ve aslında hamile bile değil. Bunu gördüğünüzde önce bir şok oluyorsunuz. Çünkü dizinin başından beri karnı burnunda bir karakter izliyorsunuz. O karnına soktuğu şey ne bilmiyorum. 😂hatta izlerken o dönemde böyle bir şeyi nasıl bulmuş diye düşünmüştüm. Ve asıl gaddarca olansa ülkedeki bütün hamile kadınları sarayın gizli bir köşesinde tutmasıydı. Kız bebek doğuranları bebek ile birlikte öldürüyorlar. Erkek doğuran kişinin elinden bebeği alıp kendi doğurmuş gibi gösterecek. Ne sinsi bir plan ama. Hain. Yani sırf zombi istilasından ibaret bir dizi değil. Saray varsa zaten entrika kaçınılmaz. Orası ayrı bir mevzu…

Böyle çok cüsseli ve cesur bir karakter olarak görmüyoruz veliaht prensi. Bazen korkak hatta, ama buna rağmen halkını hastalıktan korumak için canını ortaya koydu.

Seo Bi karakterimiz var bide. Dizide sağlıkçımız. Veliaht prensin yanında ona destek.  Sense 8’de oynamıştı belki oradan bilirsiniz. The Silent Sea’ de oynadı en son.  Toplu yorum olduğu için tek tek karakterlerden bahsedip fotoğraf koyamayacağım.  




Zombiler ilk başlarda gündüzleri uykuya geçiyor. Halk az bir süre de olsa rahat hareket etme şansı buluyor. Sebebi gündüz olması değil aslında. Havanın sıcaklığı. Bizimkiler nasılsa gündüz çıkmıyorlar diye akşama kadar barikat örüp saldırı planları yapılıyorlar. Sonra bir anda gündüz vakti zombiler ortaya çıkıyor bununla birlikte dizi daha da heyecanlanıyor. Seo Bi bir yandan çiçekte neyin buna sebep olduğunu öğrenmeye çalışıyor. Salgın Hanyang dışına kadar ulaşıyor. Çok tahmin edilebilir sahneler görmüyoruz. Bu da benim en önem verdiğim kriterlerden.

Zombi dizilerini mideniz kaldırıyorsa kesinlikle şans vermeniz gereken bir yapım. Çok kaliteliydi çekimler ve mekanlar.  2.sezon çok heyecanlı bir şekilde bitti. 3. Sezonu bekliyoruz. Çok sevdiğim bir oyuncu olacak hemde 3. Sezonda 💛Sürpriz

All Of Us Are Dead;

Ben gerçekten çok sevdim. Tam anlamıyla her saniyesinde heyecan vardı. Kingdom’un aksine. Ama işleyişlerinin farklı olduğunu söylemiştim. Konuları da çok ayrı. Önce izlesem mi diye emin olamadım, ama pişman etmedi. Kötü karakterler, iyi karakterler, ezik karakterler hepsi mevcut.

İnanılmaz kanlı Kingdom’a göre. Gerçekten midesi kaldıramayanlar olabilir. Sürekli kaçış ve saklanma hali izliyoruz. Buda inanılmaz heyecanlı kılıyor. Acaba yakalanacaklar mı?  Hepsi hayatta kalacak mı?  Bir grup gencin birbirlerini korumak için verdikleri çaba gerçekten güzeldi. Aşkları uğruna sevdiklerini korumak için defalarca canlarını tehlikeye atan karakterlerimizi de unutmamak gerek..




Gwi Nam karakterinden nefret etmeyen yoktur sanırım. Zaten ortada zombi virüsü var, Dünya olmuş alt üst bir de bu manyak gerdi dizi boyunca. Virüs çıkmadan öncede de zaten irrete eden bir karakterdi. Isırıldığı an oh be dedim kurtulduk. Yine zombiye dönüşmedi . Ve bizim gençlerin başına bela oldu. Eminim ki Cheong San’ın ölümüne herkes üzülmüştür. Gwi Nam yüzünden birinin başına bir şey geleceğini az çok tahmin ediyorduk. Yine de acaba ölmedi mi diye soru işareti kalmadı değil. Öldüğü sahneyi görüyoruz aslında. Neyse izlerken anlarsınız demek istediğimi.




Çok kanlıydı ama heyecanla izledim. Zombi türünde çok başarılı, tavsiyemdir.

Son dizimiz Happiness’e geldik;




Bu diziye arkadaşımın tavsiyesi ile başladım ve başlamam ile bitirmem bir oldu. Bayılıyorum sürükleyici olan dizilere. Sanırım dizilerde aradığım ilk öncelik akıcı olması. Dizi çok güzel dahi olsa  durağan dizileri izleyemiyorum yarım bırakıyorum. Bunların arasında MR.SUNSHİNE var. 😞 Nasıl bitirmezsin deyişinizi duyar gibiyim ama ilk 4 bölümü zor izledim dostlar napayım. Belki bir gün yeniden izlerim. Konuyu dağıttık.

Üçü arasında kıyas yapacak olursam en çok hangisini sevdim karar vermekte zorlanıyorum. Happiness bence diğerlerinden baya farklıydı. Direk zombi istilası gibi bir şey izlemiyoruz. Daha çok psikolojik bir diziydi. Covid sonrası yeniden patlak veren  başka bir hastalıkla mücadeleyi izliyoruz. Bir an gerçekten covid sonrası bizde böyle bir şey yaşasak ne yapardık diye düşündüm. Çok korkunç. Dizi daha çok bir apartman dairesinde geçiyor. Lüks bina demek daha doğru. Birbirine geçmiş site şeklinde zenginlerin yaşadığı bir alanda geçiyor. Salgın ilk önce bu binalarda patlak veriyor. Bina ve çevresi barikat örülerek karantinaya alınıyor. Böylelikle dizimizde asıl olaylar başlıyor. Maşallah binadaki herkesin evde oturası tutmuş o gün. Çok güldüm buna. Tutarsız sahnelerimiz vardı zaten dizi boyunca.  Afişteki çiftimiz sırf bu dairede oturabilmek için kendilerini evli bir çift olarak gösterdi. Yazık bir gün bile gün yüzü göremediler orası ayrı mesele. Ya o kadar uyumlu bir çift izliyoruz ki. Gerçekten hayran kaldım her zaman böyle bir uyum görmek mümkün olmuyor. Park Hyung Sik’i daha önce Strong Girl Bong Soon’da izlemiştim. Oda harika bir diziydi. İzlemelisiniz. Bu dizisinden sonra uzun bir süre dizilerine denk gelmedim. Başlarda rolünü tam yaşayamadı gibi gelse de sonradan esip geçti resmen. Jung Yİ Hyun karakterini canlandırıyor. Dizimizde polis. Biraz öfkeli bir karakter. Kızımıza liseden beri deliler gibi aşık. Yoon Sae Bom karakterini Han Hyo Joo canlandırıyor. W Two Worlds’de izlemiştim. O kadar uzun zaman geçti ki oradaki karakteri tam hatırlayamıyorum bile. Ama çok naif bir karakterdi sadece o aklımda kalmış. Buradaki rolü ona o kadar yakışmış ki. Kesinlikle asi rollerde oynamalı bu kız. Ve saçı siyah renk olmalı. Bahsettiğim dizisinde saçları açık renkti. Bu kızın rengi her anlamda siyah. Dizide özel bir polis ekibinin üyesi. O dövüş sahneleri falan neydi öyle. Çok kararlı ve inanılmaz cesur bir karakter olarak karşımıza çıkıyor. Kızın cesaretine izledikçe hayran kaldım. 



Yaşadıkları binada sınıf ayrımcılığı haf safhada. Sen kiracısın spor salonuna inmen yasak. Sen kiracısın daha az yemek yemelisin, daha az su içmelisin… Hele bir doktor karakterimiz var. Oyunculuğu o kadar mükemmeldi ki. Adam karısını zombiye kendi mi dönüştürdü onu tam anlamadık. Karısının ölümüne sevinip paralara konma derdinde. Binada sürekli pürüz çıkaran, her olayın altından çıkan bir karakter.

Sae Bom enfekte oldu ama zombiye dönüşmedi. Dediğim gibi zombi adı altında geçmiyor hastalık ben o şekilde anlatıyorum. Binada da herkes sağlıklı görünüyor. Ama dert hastalık değil üstünlük kurma savaşı. Baş karakterlerimiz binadaki dengeyi ve adaleti sağlamak için sürekli uğraşıyor. Hastalıkla değil birbirleriyle olan mücadelelerini izliyoruz. Şüphe uyandıran iki karakterimiz var. Biri; kafasında şapka, gözünde gözlük, yüzünde maske. Andrew. Ne olduğu belli değil sonra ne olduğu ortaya çıkacak bekleyin. J Bir de yukarıda lüks dairede kalan koruyucu kıyafetli komşumuz. İkisinden birinden kesin bir şey çıkacak diye izliyorsunuz. Dizinin sonlarına doğru artık çoğu kişi çığırdan çıkıyor. Birbirlerini öldürmeye kadar geldi konu. Birkaç şüpheli ölüm var. Biri mi yaptı? Enfekte mi oldular?



Tahmin edildiği gibi o manyak Andrew. Üst kattaki şüphelendiğimiz komşuyu da Andrew öldürmüş. Maskesini çıkarırken acaba nasıl bir şey çıkacak diye merak ediyorsunuz. . Bizim çifti de öldürme peşinde. Derken dizide finale yaklaşıyorsunuz zaten. Hastalık bitti mi?  Herkes hayatta kaldı mı? Merak ediyorsanız şans verip izlemelisiniz. Eminim keyif alacaksınız. 😈

 

 

 








23 Mayıs 2022 Pazartesi

PARFÜM ÖNERİSİ; 3.KISIM

 

1.CHANEL COCO MADEMOİSELLE




Yine listemde olan, denemeden almaya karar verdiğim parfümler arasındaydı. Ama bu sefer şans eseri denemiş oldum. Ve bayıldım. Çok büyüleyici 💣

Yıllar önce Chanel Chance kullanırdım. Oda güzel ve oldukça kalıcıydı. Ama biliyorsunuz ki fazlaca yaygın. Bu sebeple bıraktığım parfümler arasına girdi. Velhasıl Mademoiselle’yi denediğimde hemen aldım.  Aslında uzun bir süre parfüm almamam konusunda kendimi ikna etmiştim. Çünkü yeniler geldikçe elim eskilere gitmiyor. 😎 Ama bu kokuya dayanamadım. İmza parfümlerim arasına direk girecek kokulardan.

Bu kokuyu Chance benzetenler var. Bana göre hiçbir ilgisi yok. Mademoiselle çok çok daha güzel bir koku, ve çok kadınsı…


TEPE NOTASI: PORTAKAL, MANDALİNA, BERGAMOT

 

KALP NOTASI: MİMOZA, YASEMİN, TÜRK GÜLÜ, YLANG YLANG

 

DİP NOTASI: TONKA FASÜLYESİ, PAÇULİ, OPOPONAKS, VANİLYA, VETİVER, BEYAZ MİSK

 

Açılışında portakalı oldukça yoğun hissettim ben. İlk sıktığınızda biraz ağır gelebilir. Ama koku oturdukça mest olacaksınız. Benim tenimde en yoğun hissettiğim notalar kalp notalarıydı. Evet çiçeksi bir parfüm ve aslında öyle tanımlanıyor. Ama bana göre çiçeksi değil sanki. Galiba hissettiğim şeyi tam tarif edemeyeceğim. Nota açısından oldukça zengin zaten. 

Hangi parfümler daha sık kullanılıyor ve tercih ediliyor bunları sık sık takip ediyorum. Givenchy L’inderdit ondan dolayı da göz bebeğimdir. Yaygın olmadığı için. Chance kadar olmasa da Mademoiselle’ ye de yaygın diyebiliriz. Ama vazgeçmek istemiyorum orası ayrı mesele 😉

Kendinizi şımartmak ve iyi hissetmek istiyorsanız bu parfümü bir deneyin derim. 😉

Saten pembe, hafif dekolteli olan bir elbise, düz saçlar ve bir yaz akşamı… bu koku harika olur işte 💘💣

 

Bu parfümü; kadınsı ve akılda kalıcı olarak tanımlıyorum. 🍀



  2.CHRİSTİAN DİOR ADDİCT




Aldığımda gelmesini beklerken heyecanlandığım kokudur kendisi. Heyecanlandığına değdi mi bari deyişinizi duyar gibiyim. 😏Aslında kendisi hakkında hala emin olamadığım bir parfüm bu. Koku hem tanıdık gibi olan ama aslında oldukça farklı bir koku. Kolay kolay aşina olacağınız kokulardan değil. Bence iki uç noktası var bu parfümün. Seveni  gerçekten etkileyebilir, sevmeyen de tam anlamıyla nefret edebilir. Belki böyle daha açıklayıcı olmuştur. Benimki sevmeye daha yakın. Ama tuhaf bir şekilde hiçbir zaman elim bu parfüme gitmiyor. Hep başka kokular sıkarken buluyorum kendimi. Aslında bunu hak etmiyor. 😍😖

Bazı parfümlerden sıkılırsınız, bu o sınıfa giriyor, aslında bayan bir kokusu yok ama her gün sıksanız da sıkılırsınız sanki…

 

TEPE NOTASI: MANDALİNA YAPRAKLARI, DUT ÇİÇEKLERİ

 

KALP NOTASI: GECE KRALİÇE ÇİÇEĞİ, BULGAR GÜLÜ, TURUNCU ÇİÇEK

 

DİP NOTASI: BOURBON VANİLYASI, SANDAL AĞACI, TONKA FASÜLYESİ

 

Dip notasını oldukça yoğun hissettiğim bir koku, tenimde baskın olan notalar dip notalardı. Baharatlı bir koku. Ve biraz ağır. Hafif koku sevenlerin tercih etmesini önermem. Yaz-kış diye parfüm ayırt etmediğimi söylemiştim ama bu koku gerçekten kışa daha çok yakışır. Onu da belirtmek istiyorum.

Benim kendimi ait hissedebileceğim bir koku değil ama bu kötü olduğu anlamına gelmiyor. Kalıcılığı da başarılı. İlk kokladığınızda eminim farklı bulacaksınızdır. Benim gibi baharatlı kokuları seviyorsanız deneyebilirsiniz. Belki sizin imza kokunuz olacak.😏

Bu parfümü, kışkırtıcı olarak tanımlıyorum. 😍



3. GİORGİO ARMANİ Sİ İNTENSE




Alırken baya bir sayfadan yorumlarını okuduğumu hatırlıyorum. Bu arada evet hep kör alış yapıyorum ama onların arkasında saatlerce araştırma yatıyor. 😋😂 Yani denemeden aldığım bir parfüm daha. Armani’nin bir sürü parfümü var biliyorsunuz. Neden bunu seçtim hiçbir fikrim yok. Kırmızı rengi ile siyahı arasında kalmıştım. Buna içim daha fazla attı diyebiliriz. 💗 Şişesinden de anlayacağınız gibi ağır bir parfüm. Neyse ki ağır kokuları seven biriyim.  Sıradan değil, klişe değil. Alışılagelmişin dışında bir kokudur benim için. İmza kokum olamaz ama iyidir kendileri. Sıktığımda sorulan parfümler arasında. Ama diyemiyorum ki her koklayan bayılır. Riskli bir koku. Herkesin seveceği cinsten değil bence. Ama benim gibi farklı olsun, yaygın olmasın diyorsanız şans vermeniz gerektiğini düşünüyorum. Armani en yaygın kullanılan markalardan, ama bu koku ortalığa saçılmış yanınızdan geçenlerden alabileceğiniz bir koku değil. Yine genç kesime hitap etmeyen, kadınsı bir koku.

 

TEPE NOTASI: SİYAH FRENK ÜZÜMÜ MEYVESİ VE YAPRAĞI, BERGAMOT, FREZYA

 

KALP NOTASI: GÜL, NEROLİ, OSMANTUS, ARTEMİSİA

 

DİP NOTASI: PAÇULİ, AĞAÇSI NOTALAR, VANİLYA, AMBROKSAN

 

Daha önce hiç kullanmadığım notaları barındırıyor. Demek ki bundan eşsiz ve sıradan değil. Sıktığımda direk yoğun bir koku karşılıyor beni ama hangi notaların baskın olduğundan emin değilim. Gül kokusu zaten asla yok. Vanilya evet,  sonralardan vanilya kokusu geliyor burnuma. Çok baskın ve kalıcılığı da gayet başarılı. Armani kalıcılık konusunda gerçekten iyi. Bu markadan parfüm alacağım zaman kalıcılık endişesi duymam. Üretimden kalktığını söyleyenler var ama ben sitelerde satışını halen görüyorum.

Bu parfümü gizemli, ve dumanlı bir koku olarak yorumluyorum.👻


4. CHLOE NOMADE




Bu kokuyu eminim herkes biliyordur, ya da duymuştur. Oldukça tercih edilen ve kullanılan bir parfüm.  Şişesi gerçekten çok hoş ve şık. Ama kokusu için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Bana uniseks bir koku gibi geliyor her kokladığımda. Ve bundan hoşlanmıyorum. Hani bazen neresini seviyorlar diye düşünmüyor değilim ama herkesin teninde koku başka duruyor. Arada kalmış parfümleri sevmiyorum ben. Bu koku tam da öyle.

Bazı kokuları uzun süre kullanmak gerekir sevebilmek ve alışabilmek için. İlk kokladığım zaman hoşlanmadığımda o kokuyu kullanmaya devam edemiyorum. Kötü bir koku olduğunu düşünmüyorum aslında. Ama aklıma hiç gelmeyecek olan, kokusunu duyduğumda dikkatimi çekmeyecek olan bir parfüm. Uzun süre kullanıldığında fikirler değişebilir bu şansı vermediğim için net bir şey diyemiyorum.

 

TEPE NOTASI: PORTAKAL, LİMON, BERGAMOT, MİRABELLE ERİĞİ

 

KALP NOTASI: GÜL, ŞEFTALİ, YASEMİN, FREZYA

 

DİP NOTASI: BEYAZ MİSK SANDAL AĞACI, SİLHAT, AMBER, OAKMOS

 

Kalp notasından eser yok bu kokuda. En azından benim tenimde. Bergamot ve portakal başlangıçta yoğun hissediliyor. Dip notadan amber kokusunu da alıyorum. Başka koku almıyorum. 😂😂

Farklı ve feminen bir koku, oldukça oryantal. Şöyle bir bakıldığında aslında sevmem gereken bir koku gibi görünüyor. Ama uyuşamadık. Libre’ye de uniseks demiştim ama Libre Nomade göre çok daha güzel bir koku kıyas yapacak olursam eğer. Nomade herkesin seveceğini düşünmüyorum. Nasıl bu kadar yaygın onu da anlamış değilim. En azından farklı bu  her zaman artıdır benim için. Fresh diyen bir kesim var. Yapmayın etmeyin nesi fresh bu kokunun. Ağır bir parfümüm diye bağırıyor sıktığınızda.

Asla kullanmam kadar keskin konuşmayacağım, ama almak aklıma dahi gelmez. Kısaca öyle bir koku. Deneyen ve sevenleri yorumlarda görmek isterim. 👍

 

Bu kokuyu sadece farklı olarak tanımlayabilirim. ☺


5. CHLOE SİGNATURE


Nomade ne kadar sevmiyorsam Signature bir o kadar seviyorum. 💚 ama bu parfümü kullanmadım tenimde, kardeşimden aşinayım. Çok temiz, fresh, pudralı bir koku. Ağır kokulardan hoşlanmayanlar gözü kapalı bu kokuyu tercih edebilir. Risksiz. Koklayan herkesin seveceği türden. Chloe Love da denemiştim. Bence aralarında en iyisi Signature.

Az önce ilk kez tenime sıktım. 💫 notaları ona göre yorumlayacağım.

 

TEPE NOTASI: ŞAKAYIK, FREZYA, IYCHEE

 

KALP NOTASI: GÜL AĞACI, MANOLYA, NİLÜFER

 

DİP NOTASI: AMBER, SEDİR AĞACI, BAL


Biraz bekledim yazmak için. Bu parfüm direk kalp notalarından ibaret. Buram buram gül kokuyor benim tenimde. Çiçek bahçesine girmişsiniz gibi bir hissiyat oluşturuyor. Yoğun çiçek kokularından hoşlanmadığımı söylemiştim ama bu koku çok naif böyle. O yoğun çiçeksilik bile rahatsız etmiyor.  Şişe tasarımı Nomade kadar başarılı değil tabiî ki. Ama kalıcılığı güzel. Tatmin ediyor.

Bir yaz günü, mini çiçek desenli bir elbise ve bu koku… Harika uyum💞

Bu kokuyu naif ve tatlı olarak yorumluyorum. 🐥

 

 

Keyif alarak yazıyorum, keyif alarak okumanızı diliyorum. 💋🍒












20 Mayıs 2022 Cuma

ASLANLAR BURAYA;

                   




Gelelim Aslanlara;

Aslanlar ateş elementinden olan burçlar arasında.

    Enerjik ve sıcakkanlı olduklarını söyleyebiliriz. Yaşama sevinçlerini ve kendilerine olan güvenlerini hemen fark edebilirsiniz. Pozitif olmaya ve her an gülmeye gayret ederler. Duygularıyla hareket ederler, pek mantıkla ilerleyen bir burç değil. Korumacı ve sahiplenici olmaları da bundan kaynaklı. Yardım etmeyi severler, iyimser oldukları da söylense de bir hata ile karşılaştıklarında sert yüzlerini göstermekten çekinmezler. İsteklerini ne yapıp edip kabul ettirirler, biraz dayatma da var. Kendilerini olduğundan daha üstünmüş gibi göstermeyi severler. Aslanlar egoisttir çünkü. Ego ve kibir…

    Kibirlerinden kaynaklı sevilmedikleri ve yalnız kaldıkları zamanlar olur. Sadece kendi düşüncelerine önem verdikleri için bencil oldukları söylenir. Şımartılmak hoşlarına gider. İlgiyi ve sevgiyi her an hissetmek isterler. Çünkü tutkulu bağlanırlar, karşı tarafta da bunu görmek isterler. Romantik hayalleri severler, sevdikleriyle keyifli aktivitelerde bulunmak onların gönlünü hoş tutar. Kısaca yoğun ilgi gösterirseniz mutlu olurlar ancak. 😊 Güçlü bir duruşları vardır, gururlarına düşkün denilse de ben bundan emin değilim. 😋 Hırslılardır, özellikle iş hayatlarında. İstediklerini başarırlar. İnandıkları şeylerden taviz verdiklerini göremezsiniz. En tepede olmayı isterler. Haliyle de en iyisini hayatlarında isterler. Fiziki görünüş onlar için çok önemli. Güzel giyinmeyi, marka giyinmeyi severler. Bakımsız bir aslan burcuna rastlamak zor.

    Emir almaktan hoşlanmazlar, o yüzden kendi işlerinde daha mutlu olurlar. Lider vasıflılar denilebilir. Karmaşık durumların içinden kolayca çıkabilirler. Politik davranmaya gayret ederler, tam politik olmayı başaramasalar da. İyi bir dost olabilirler, arkadaşlık ilişkilerine önem verirler. Sürekli ve sağlam olan ilişkiler isterler. Aceleci değil sabırlılardır.

Aslan Kadını;

    Aslan kadını güce ve güçlü olmaya önem verir. Zayıf insanları hayatına almak istemez. Duruşunuz ve fikirleriniz ile onu etkileyebilirsiniz de soğutabilirsiniz de. Partnerini yönetmeyi sever. Güç ve ipler onun elinde olmalı. Kendini ezdirmez, haksız da olsa üste çıkar. Lüks şeylerden etkilenirler, her an güzel ve bakımlı olmayı tercih ederler. Kendini ezdirmez dedik ama karşısındaki kişiyi de bir başkasının ezmesine izin vermez. İkizler burcu ile heyecanlı bir aşk yaşayabilirler. Maceralı ve heyecanlı. Sosyal yaşamını göz önünde tutmayı sever. Hayatını çok gizlemez. Hele de mutluysa bunu mutlaka göstermek ister. Birinden hoşlanıyorsa bunu saklamayı değil, göstermeyi tercih eder. Sevdiklerinde sadık olurlar. Evlilik hayatında cinsellik onun için önemlidir. İsteklerini dile getirmekten çekinmez. Hemen karar verip evlenebilen bir burç değildir. Evlenmeleri zaman alabilir.

Aslan Erkeği;

    Aslan erkeğinin kendine çok güvenen bir duruşu vardır. Bu şekilde kendine aşık etmeyi başarır. Duruşuna, lüksüne özen gösterir. Eğer bir aslan erkeği ile birlikteyseniz her zaman bakımlı olmalısınız. Çünkü buna önem verir. Eleştirmeye hazırdır. Onu memnun etmek biraz zor olabilir. Güzel yaşamaya, keyifli yaşamaya önem verir. Beraber eğlenebileceği bir eş ister. Duygularını saklamaz her zaman açıktır. Flörtte de evlilikte de. Özgüveni çok yüksekse onu yerecek davranışlar sizden soğutabilir. Her zaman öveceksiniz onu. Hızla öfkelenip hemen sönerler. Cinselliğe düşkün oldukları için aynı tutkuyu partnerlerinde görmek isterler. Değişim insanı değildir. Kararlı bir duruş sergilerler. Bu kararlılığı karşı tarafta göstermeli.

 

           Aslanları yorumlara alalım, iyi okumalar 💖👀


15 Mayıs 2022 Pazar

DİZİ YORUMU: THE SOUND OF MAGİC

 


 

    Ayy yazmak için heyecanlandığım bir dizi ile geldim. Bir süredir çoğu dizi beni tatmin etmiyordu. Ji Chang Wook’a ciddi anlamda hayranım. İzlerken gözlerimi alamadığım nadir oyunculardan. 💣😍 Haliyle heyecanla beklediğim ve beklentimin yüksek olduğu bir diziydi. Tabii ki Netflix’e gelmesini bekleyemedim. Maalesef çoğu diziyi bu sebeple Netflix üzerinden izleyemiyorum. Bu durum bir nebze canımı sıkıyor. 😒

DİZİMİZİN ADI: THE SOUND OF MAGİC

    Çok keyifli, müzikal tadında bir dizi. Böyle nasıl tarif etsem; huzur dolu. Webtoon’ununu da okumak istiyorum. Konusuna geçmeden  yine şöyle bir dizimiz hakkında bilgi verelim.

Dizimiz 2022 yapımı Güney Kore dizisidir. Müzik, psikolojik, drama türünde olan mini dizimiz 6 bölümden oluşmakta. Doyamadım. Kesinlikle daha uzun olmalıydı. Netflix platformu üzerinden yayınlanacak.

Dizi; Ha II- Kwon tarafından kaleme alınan “Annarasumanara” adlı Webtoon’dan uyarlamadır. İMDB PUANI:8.0

Gelelim konusuna;

    Dizi ; genç yaşta büyük sorumluluklar almak zorunda kalan Yoon A- Yi ile hep çocuk olarak kalmak isteyen Lee Eul’un etrafında dönmektedir.

KARAKTER TANITIMI

1.  LEE EUL


    Ji Chang Wook, gizemli sihirbazımız olan Lee Eul’u canlandırıyor. Terk edilmiş bir lunaparkta yaşıyor.  Bir gün Yoon A-Yi ile karşılaşır. “SEN SİHRE İNANIR MISIN” sözlerini sık sık duyacağız.

2.  YOON A-Yİ


    Küçük kız kardeşi ile yalnız başına hayat mücadelesi vermektedir. Hayatı oldukça zor. Lee Eul ile karşılaştıktan sonra hayatı değişecek. Diziye yakıştırsam da Ji Chang Wook’un yanına hiç yakıştıramadığım bir partner olmuş. Sevmedim, ısınamadım. Peruk mu değil mi emin olamadığım ama peruğum diye bağıran saçına da ekstra sinir oldum. Diziye girip gözünün önünden saçını çekmek istedim. 😋 Ama mağdur rolüne yakışmış. 

3.  NA II-DEUNG



    Hwang In-Yeop’u True Beauty’den biliyorsunuzdur. Bu dizide de ikinci plana atılan bir karakterimiz. Oyunculuğunu da, karakterini de çok beğendim. Dizide Yoon A-Yi’nin sınıf arkadaşı. Oldukça çalışkan, ailesi yüzünden derslerle kafayı bozmuş, bir o kadar da yakışıklı 💞 insanlarla iletişimi biraz sıkıntılı diyebiliriz. Yoon A-Yi’den hoşlanıyor. Lee Eul onunda hayatını değiştirecek.

    Dizide her karaktere ayrı ayrı üzülüyorsunuz. Yoon A-Yi hem okulu idare ediyor hem de part time işlerde çalışarak kardeşine bakmaya calışıyor. Derslerinde de oldukça başarılı. Asosyal iletişim kurmaktan çekinen bir tip. Na II-Deung da öyle olmasına rağmen okulda Yoon A-yi ilk gördüğün an etkileniyor ve bir şekilde saçma şeylerde söylese konuşmaya çalışıyor. 😄😄





    Kıza söylediği ilk şeylerden biri, matematikte neden benden daha iyisin? 👽👀 Okul sahneleri keyifli ve eğlenceliydi.

    Çalıştığı part-time işten avans alan Yoon A-Yi eve giderken parasını düşürür ve para garip bir şekilde yaklaştıkça ondan uzaklaşır. Paranın peşinden giderken kendini terk edilmiş lunaparkta bulur.





    Karşısında “Sen sihre inanır mısın?” sözlerini söyleyen birini görünce haliyle deli olduğunu düşünüp koşarak uzaklaşır. Tabii dizide en dikkat çeken Lee Eul’un gizemi. Neden orda? Gerçekten deli mi? Kimsesi yok mu? vs vs

    Gece korkmasına rağmen gündüz yeniden lunaparka gelen Yoon A-Yi, Lee Eul ile iletişim kurmaya karar verir.




    Lee Eul o kadar iyi niyetli ve saf ki. Yoon A-Yi’nin yüzünü güldürmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. Kızımız da gittikçe güven duyuyor. Her gün kendini lunaparka gelirken buluyor. Ama dizide öyle aşk kokusu hissetmiyorsunuz. Lee Eul Yoon A-Yi’ye ondan hoşlandığını söylese de bu bana geçmedi. Aralarında ki bağı aşk bağı olarak göremiyoruz çünkü. Lee Eul uzun bir süre adından bile bahsetmiyor Yoon A-Yi’ye. Sihirbazımız hakkında çıkan kötü söylentiler var bir yandan da. Deli olduğu. Gösteri sırasında insanları gerçekten yok ettiği, ve ikiye ayırma gösterisinde gerçekten ikiye ayırdığı gibi şeyler. Bunları bilmesine rağmen Yoon A-Yi yinede görüşmeye ve ona güvenmeye devam ediyor. İzlerken merak ediyoruz tabi. Sihirbaz nasıl biri?



 “ BAZEN İNANIP İNANMAMAK, GERÇEK OLUP OLMAMASINDAN DAHA ÖNEMLİDİR.”




    Bizim aptal aşıkta Yoon A-Yi’nin lunaparktaki sihirbazla görüştüğü dedikodularını duyunca lunaparka gitmeye karar veriyor. Başlarda Lee Eul’den hoşlanmasa da aralarındaki bağ güçlenecek.

    Dizimizde çokça şarkı söyledikleri sahneleri göreceksiniz. Kimi böyle sahnelerin fazlalığını eleştirmiş ama benim hoşuma gitti, farklı bir hava kattığını düşünüyorum. Ki müzik sahnelerindeki görsel şölenden bahsetmiyorum bile. 

Söylenen şarkılardan belli bir kesit paylaşmak istiyorum. 😍




“Bir şeyi gözlerinle görmek her zaman doğru olduğu anlamına gelmez

Sadece inandığın şeyi görürsün

Çocukken gördüğün muhteşem dünyayı hatırlıyor musun?

Ya eski günlerdeki bizi?

Kendime daha çok inandım

Ve her şey olabilirdim

Yarın her zaman bugünden daha heyecanlıydı

Bulutlu günlerde bile

Güneşin çıkmasını beklerdim

Bir gün gerçekleşecek olan hayallerimi

Kalbimde saklıyorum

Gecenin karanlığında büyüyen tek şey

Düne nazaran daha inandırıcı görünen bahaneler

Kaçmaya çalıştığını biliyorum belki de bir zamanlar düştüğümüz

Aynı yollarda tekrar koşabilirdik

O bulutların ötesinde güneş doğmayı bekliyor

Hep hatırlayabilirim

Hissedebiliyorum, yeniden canlanacak hayallerim

Tam burada kar gibi beyaz bir günde kendimi çizeceğim

Vazgeçmek için sebep yok

Değersiz hissetmek için sebep yok

Yine değişmez ışıkla istediğim her renkle kendimi boyayacağım

Kendimle tekrar tanıştım ve o eli bırakmayacağım

Parıldayan adım beni çağırıyor

Kalbimin içindeki hayalimi hisset…”


    Lee Eul neden böyle bir hayatı seçti? Bununla ilgili spoiler vermeyeceğim. İzleyip görmenizi istiyorum.



    Çok güzel ve büyüleyici bir diziydi öncelikle onu belirtmek istiyorum. Ama bana sorarsanız 6 bölüm gerçekten kısa olmuş. En az 12 bölüm olsa daha doyurucu daha sindirilebilen bir dizi olurdu. Aceleye getirilmiş gibi. Ama bu güzel olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Ji Chang Wook aksiyon dizilerinin adamıdır. Direk romantik türlerde aksiyon kadar başarılı bulmuyorum. Ama bu dizide muhteşemdi. Doyamadım.

Aksiyon dizilerine geri dönüş yapmasını umuyorum. 💖💣

Belli standartlara uygun değilsen dışlanırsın. Dayatmalara göre hayatını yaşar mısın? Dizi bu sorular üzerine yoğunlaşıyor.

“ Dünyada kimse deli değil. Toplumun standartlarına uymazsan seni yavaş yavaş delirtiyorlar.”

“ Belirlenen standartları karşılamazsan başarısız muamelesi görürsün.”

“ Bu dünya ne zaman hayallerin bile bir standardı olması gereken bir yer oldu?”

“ Saygın bir yetişkin olmak için ne tür nitelikler gerekli?”

 



Lütfen bu diziye şans verin. KEYİFLİ OKUMALAR💜💛 



9 Mayıs 2022 Pazartesi

TAROT VE DİĞER FALLAR

 

Tarot ve diğer fallar ile ilgili merak ettiğimiz bazı şeyleri ele aldım. Keyifle okuyacağınızı umuyorum. 😊😉

KAHVE FALI



    Fal kültürü geçmişten günümüze kadar gelen bir kültürdür. Gelecekten iyi ya da kötü fikir elde isteği. Falın farklı dillerde farklı anlamları vardır. Uğur, baht, talih gibi iyi anlamlara denk gelen fal kelimesi Arapça kökenlidir. Kuran-ı Kerimde ise “T-Y-R” kökünden hareketle gelecekten gelecek işaretler  anlamında kullanılmıştır.(Sümbüllü, 2008: 385)

    Falın işlevi ise toplumdan topluma farklılık gösterebilmektedir. Örneğin; Uzak doğu ülkelerinde  fal hastalıklara şifa bulma amacıyla kullanılmaktadır. Günümüzde ise fal  ticari anlamda ön planda tutularak tüketim kültürü haline gelmiştir.

     Fal artık birçok kişinin ilgi alanına giriyor. Özellikle bayanlar fala daha düşkün. Bence bunun sebebi sabırsız ve meraklı olmamız. Kimine göre ise saçmalık. Fala inanan kesim de fazla inanmayan kesim de. Kahve falı ortamlarda çoğunlukla eğlence amaçlı bakılıyor. Eğlenelim vakit geçsin. Genelde fal bakan kişiler gelecekle ilgili yorum yaparlar. Ama fal da geleceğin görülebileceğine inanmıyorum. Gelecekten haber verse bu kehanet olurdu. Fal o anki hislerle bakılabilen bir şey. Karşındaki kişiyi okumak diyelim.  Kahve falı o an karşındaki kişinin de enerjisiyle içine doğan şeyleri söylemektir bence. Falı çok ciddiye alan bir kesim de var. Hayatını duyduğu şeylere göre şekillendirenler vs. Bu kitleyi garipsiyorum. Hayatını neden böyle bir şey üzerine entegre edesin ki? O an dinle, eğlen geç. Önceden bende eğlencesine çok kapatırdım, inanmayan ama keyif alan kitledenim. Falı dinlerken falan hoşuma giderdi fakat hiçbir zaman üzerine düşünüp kafa yorduğum bir şey haline dönüşmedi. Dönüşmemeli de.👀

    Fal baktırmanın diğer bir amacı da istediğini duyma beklentisidir. Karşındaki kişi de seni tanıyorsa sana istediğini verecektir zaten.  Aaa diyorsun burada bir yol var. Oda sana dökülüyor zaten. Sonrası daha kolay oluyor. Çoğu kişinin yaptığı bu. Medyum ve falcıları kastetmiyorum. Öyle şeylerden de açıkçası korkarım.

    Bide fal tutkunları dediğimiz bir kesim var. Falcı falcı gezen, her gün uygulamalara fal gönderen.  Şunu merak ediyorum aslında; falcılara giden insanlar içlerinde gerçekten ne yaşıyorlar. Bu kadar bilmek istediğiniz şey ne? Geleceği bilmemiz gerekse zaten bilirdik.  Evet kahvenin ortamı çok keyifli olur, eğlencesine bakılan fal o an psikolojik olarak iyi gelebilir ama ötesi farklı bir sınıfa giriyor.

     Fal kapatmanın auraya zarar verdiğini düşünüyorum. Fal da söylenenlere inanarak kendinize çekim yasası ile çekiyorsunuz aslında. Enerjiyi o alana o kadar yoğunlaştırıyorsunuz ki gerçek olunca da falın çıktığına inanılıyor. Halbuki onu kendine sen çektin. Auranızı ve kendinizi korumak istiyorsanız fallardan uzak durmanızı tavsiye ederim. Akışı kitliyor.

TAROT FALI



    Tarot falı bana her zaman daha ilginç gelmiştir. Hiçbir zaman baktırma arzum olmadı. Ama nasıl ortaya çıktı, nasıl bakılıyor bunu merak ediyordum. Bu yazıyla birlikte sizde nasipleneceksiniz. 💙

Tarot falının ilk ne zaman çıktığına dair birçok söylenti var. Bunlar;

    Tarot’un ilk Çin’de ortaya çıktığı düşünülmüş, ama bazıları da kökeninin Mısır’a dayandığını iddia etmiş. Tarot'un firavunlar çağında yazıldığını ve Mısırlıların öğretisi olan bir kitap olduğunu düşünenler de olmuş. Tarot’u Mısır tanrılarından Toth ile ilişkilendirirler. Bir başka düşünce ise Memlük Devletleri zamanında ortaya çıktığıdır. Memlük Kartları olarak da bilinir.

    İlk Tarot kartları 1440 Rönesans Dönemi’ nde İtalya’da görülmüştür. “TAROCCHİ” olarak bilinen tarot kartları o zamanlar oyun olarak oynanmıştır. Şuan günümüzde de oynanan “BRİDGE” oyunuyla benzerlik göstermektedir. Bildiğimiz şekilde anlamına kavuşması ise 1781 yılında Antoine Court ile olmuştur. Kartların Mısır kökenli olduğunu, mistik bilgiler içerdiğini ve bu bilgilerin semboller de gizli olduğunu düşünmüştür. Tarot Kartlarının Yahudilerin gizli öğretisi olan “KABBALAH” ile ilgisi olduğu da düşünülmüştür. Kabbalah’ın temelinde 22 harften oluşan İbrani alfabesi vardır. Tarotta kozların sayısı da 22’dir. Bu dönemde bugün bilindiği haliyle 78 kart mistisizm ve gizemli bilgilerle bağdaştırılmış.

    Kahve falı daha çok bakan kişinin içgörüsüyle bakılırken tarotta durum farklıdır. Tarot'ta imgelemi anlamlandırabilmek önemlidir. Tarot'a daha genel, kahve falına daha özel diyebiliriz. Kahve falında şekiller olduğu için olasılıklar daha fazla, Tarot çıkan kartlar ve belli semboller üzerine yorumlanıyor. Tarot böyle daha ciddi bir işmiş gibi geliyor bana. 😁 Ama her iki falda da bakan kişinin enerjisi oldukça önemli.  Kötü enerji ile bakılıyorsa o kişinin enerjisi fala da yansıyor. Şuan herkesin baktığı Tarot falları eğlence amaçlı bakılan fallardır. Asıl tarot okuyucuları kartların her zaman sahip olduğu anlamını ifade edemeyeceğini bilirler. Başka kartlarla olan ilişkisi anlamını değiştirebilir. Tarot gelecekle ilgili haber vermekten ziyade, yaşanmış olaylara odaklanır. Buda Tarot'u diğer fallardan farklı kılar. Geçmişte hangi olayda kimlerin izleri var buna odaklanır. Tarot falında sorulan soruda net olmak gerekir. Ancak o zaman aradığınız cevapları bulabilirsiniz. Enerjinizi kartlara yansıttığınızda Tarot doğru bir şekilde rehberlik yapıp sizin enerjinize bağlanacaktır. Sorulan soruya göre de Tarot kartının mesajı değişir. Tarot kahve falı gibi sürekli bakılacak bir şey değildir. 

KATİNA FALI





Katina falı, aşk hayatının geleceği olarak bilinen fal çeşididir. 65 karttan oluşmaktadır. Katina falının İzmir’de ortaya çıktığını söylerler. Büyücülerin uğraşlar sonucu oluşturduğu kartlardır. Diğer fallar genele odaklanırken Katina sadece aşk hayatına odaklanır. Katina falında element desteleri yer alır. Bu desteler diğer kartlardan ayrı bir yerde tutulur. Falda kartlar açılır sonra element kartları açılarak sorulan soruya yanıt bulunur. Burada net sorular olmalıdır.

Karar Açılımı’nda;

Karar verebilmeye yöneliktir. 7 kart açılır. Örneğin; Bu yol benim için hayırlı mı, hangi yolu seçmeliyim?

İlişki Açılımı;

İki insanın açılım sonucunu verir.  7 kart açılır. Örneğin; ilişkim nasıl bir yön alacak?

İmparator Açılımı;

Bu daha genel bir faldır. Her tür soruya uygundur. 10 kart açılır.

Daha önce adını duyduğum ama hiç baktırmadığım bir fal türüdür. Her soruda kart açılıyor diye biliyorum.  Soruya göre çıkan kart yorumlanıyor. Eminim bunun da meraklıları vardır.

EL FALI




Mezopotomya’da kahinler ölmüş hayvanların iç organlarıyla fal bakmaya başlamışlar. Bağırsaklar kahine götürülür, kahin bir takım sözler okuyarak bağırsağı rastgele fırlatırmış. Bağırsağın aldığı şekle göre de tahmin yürütülerek fal bakılırmış. Yönteme bak.😂 O zamanlar bağırsak falı oldukça ilgi görmüş farklı medeniyetlere bile yayılmış. Roma ve farklı medeniyetlerde gerçekleşen birçok kehanet olmuştur. İnsanoğlu’nun ilk kehanet belirleme yöntemi budur.

Aynı zaman dilimlerinde de Hindistan’da el falı bilim çeşidi olarak ortaya çıkmıştır. “SAMOTHRAKİ” adı verilen bu yönteme göre her insanın el izi birbirinden farklıdır. Bu izler kişinin nasıl bir hayat yasayacağını belirlemektedir. Hint falcılığı Aristo ve Platon gibi filozofları da etkilemiştir. Dönemin kralları içinde fal önemli bir yer tutmakta, çocukluktan beri öğretilmektedir.

Romalılara göre elimizdeki izler yıldızlar ve gezegenlerle ilgilidir. Bir insanın doğum anındaki gök cisimlerine göre eldeki izlerin şekillendiğine inanılıyor. Bu teknik günümüzde de hala kullanılıyor.

Bir kere el falı baktırmışlığım var. 💣 Ama inanmadım tabii ki.  Bana el falı yine diğerlerine göre biraz daha mantıklı geliyor.

                                     KEYİFLİ OKUMALAR 💫💜


HALİL CİBRAN; SEVGİ ÜZERİNE